Bahçeşehir Üniversitesi ile iş birliğinde olan Microsoft'un Türkiye CTO'su Onur Koç, pandemi sürecinde evden çalışma modeli ve uzaktan eğitim konuları hakkında Hürriyet'e önemli açıklamalarda bulundu.
Uzaktan eğitimin fırsat eşitliği anlamında nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?
Uzaktan eğitimin fırsat eşitliğine katkı sağladığına inanıyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi örneği özelinde bakacak olursak; tüm öğrenciler için altyapısını güçlendirerek hibrit sınıflar ve sanal laboratuvarlar oluşturan okul, böylece dünyanın herhangi bir noktasından Windows Sanal Masaüstü ve Teams ile bağlantı kuran öğrencilerinin kesintisiz eğitime erişim hakkını koruyarak eğitimde fırsat eşitliği yaratıyor.
Laboratuvar derslerinde kullanılan tüm lisanslı ve ücretli programlara üniversite tarafından kurulan GPU ve CPU’lu farklı özelliklerdeki laboratuvarlara Windows Sanal Masaüstü ile uzaktan bağlanabilen öğrenciler, herhangi bir lisans satın almadan ücretsiz olarak kullanabildikleri programlar sayesinde projelerini gerçekleştirebiliyorlar. Örneğin, İletişim Fakültesi’nin Çizgi Film & Animasyon Bölümü’ne, Mimarlık & Tasarım Fakültesi’ne ve Mühendislik Fakültesi’ne devam eden öğrenciler, verilen projelerini, animasyonlarını veya çizimlerini bu altyapıları kullanarak sanki o an fiziki olarak sınıftaymış gibi yapabiliyorlar ve çalışmalarına devam edebiliyorlar.
Eğitimde uzaktan ve hibrit modellerin kalıcı olacağını düşünüyor musunuz?
Yapılan araştırmalar, tamamen uzaktan modelin değilse de, yarı fiziksel-yarı uzaktan olarak tanımlayabileceğimiz hibrit modelin eğitim sisteminde kalıcı olacağını gösteriyor. Pandemiyle birlikte dijital dönüşümünü hızla tamamlayan birçok eğitim kurumu, dünyanın dört bir yanındaki binlerce öğrencisine eşit şartlarda, nitelikli ve kapsayıcı bir eğitim programı sunmak için çevrimiçi çözümlerden faydalanıyor.
Bu modelin başarıyla uygulanabildiğini birinci elden deneyimlediğimiz için, artık uzaktan eğitimi sadece “salgın” ve “sosyal mesafe”nin getirdiği kısıtlamaların bir sonucu olarak görmüyoruz. Bu bakış açısının uzun vadede hem fırsat eşitliğine hem de gençler arasındaki dijital okuryazarlığa pozitif etki edeceğini öngörüyoruz.