Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel: "Medeniyetler arası diyalogun kalbinde bir üniversiteyiz, bu diyalogların yeşermesi ve gelişmesi için çaba sarf ediyoruz."
PARİS - Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye'nin ilk Medeniyet Araştırmalar Merkezi olan MEDAM, Katip Çelebi'nin 400. Doğum yıldönümü kutlamaları çerçevesinde hazırladığı "Piri Reis'ten Katip Çelebi'ye Osmanlı'nın Dünyaya Bakışı" konulu sergiyi ABD'den sonra merkezi Paris'te bulunan UNESCO binasında sergiledi.
Serginin açılışında konuşma yapan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel üç yıldan bu yana faaliyetlerini sürdüren MEDAM Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa'yı sergi için kutladı ve kültürler arası diyalogda önemli bir yeri olan İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde bulunan üniversitesinin cami, kilise ve tevrat sesleriyle çevrili olduğunu belirterek bu sesleri zevkle dinlediklerini işaret etti. İstanbul’da ve Türkiye’de yüzyıllardır süregelen çok kültürlülükle Avrupa’nın yeni yeni tanıştığını belirten Yücel, küreselleşen dünyada bu üstün değerleri temsil etmek üzere Amerika’ya ve Avrupa’ya ulaştırdığımız elçinin de bilim, kültür ve hoşgörünün timsali olan Katip Çelebi olduğunu vurguladı.
“Hiçbir demokrasi, temel insan haklarını oylamaya tabi tutamaz”
İsviçre'de yaşanan son olaylara değinen Yücel, demokrasinin demokratik hakları ortadan kaldırmak için kullanılamayacağının altını çizdi. Yücel, İsviçre’de alınan kararın, Türkiye’nin, Bahçeşehir Üniversitesi’nin ve kendisinin temsil etmekten şeref duyduğu ve insanlığın ortak bir hasleti olması yönünde çaba gösterdiği bütün değerlerle çeliştiğini belitti ve şunları ekledi:
“İsviçre’de minarelerin yapımına yasak getiren bu halkoylaması, demokrasinin mantığıyla ters düşmektedir: Zira esas itibarıyla özgürlük demek olan demokrasi, özgürlüğü sınırlandırmak üzere devreye sokulduğunda demokrasinin kendi ortadan kalkmış olmaktadır. Öte yandan bu yasağı savunanların resmi söylemi içinde yer alan “İsviçre’de artık ezan sesi duyulmayacaktır” şeklindeki bir ifade, son derece üzücü ve üzücü olduğu kadar düşmanca bir söylemdir. Nasıl ki İstanbul’da ezan sesi, çan sesi ve Tevrat sesi aklın ve bilimin yuvası olan üniversitemle hep birarada ve birbirini besleyecek şekilde var olabiliyorsa ve biz buna büyük bir değer olarak sahip çıkabiliyorsak, inanıyorum ki, İsviçre halkı da herhalde yanlış bilgilendirme ve yönlendirme neticesinde verdiği bu karardan dönecektir. Çünkü şu açık bir gerçektir: Hiçbir demokrasi, temel insan haklarını oylamaya tabi tutamaz. Bu, demokrasiye ihanetten başka bir şey değildir. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlük için mücadele ettiğimiz bu çağda, demokrasi ve özgürlüğün bu denli yara almış olması, demokrasi savunucularını çok zor bir duruma düşürmüştür. Bunun, İsviçre gibi demokrasinin beşiği sayılan bir ülkede yaşanıyor olması son derece düşündürücüdür. Demokrasinin, özgürlükleri kısıtlaya bir rejime dönüştüğü bir dünyayı düşünmek bile istemiyorum. Zira özgürlükleri korumak ve geliştirmek üzere elimizde demokrasiden başka ne vardır?”
Serginin açılışından sonra da özel demeç veren Yücel şunları söyledi:
"Medeniyetlerle ve dünyada gelişen olaylarla ilgili, medeniyetlerin ittifak etmesi ve birbirini anlaması gerektiğini ve bunu da en iyi İstanbul'da bir üniversitenin oluşturabileceğini düşünerek MEDAM'ı kurduk. Son iki yılda çok önemli faaliyetlerde bulunduk. Gerek Medeniyetler İttifakı Eşbaşkanları Sayın Recep Tayyip Erdoğan gerekse İspanya Başbakanı Sayın Zapatero üniversitemizde açılışta bulundular. Bu faaliyetlerin içinde Katip Çelebi ve Piri Reis'in dünya bilim tarihine katkılarını sergilemeyi de uygun gördük. Tepkilerden son derece memnunuz. İnsanların ilgi alakası düşündüğümüzden daha fazla."
Üniversitelerin sadece öğrencilere ders veren öğrencileri sadece hayata hazırlayan müesseseler olamamaları gerektiğini ifade eden Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi'nin vizyon ve misyon olarak halka açık bir üniversite olduğunu ve derslerin de halka açık olduğunu belirtti. Başta Türkiye'de olmak üzere çeşitli yerlerde de kültürler arası diyaloğa büyük katkı sağlamış durumda olduklarını dile getiren Yücel, bunu devam ettireceklerini ve bir dünya üniversitesi olma yolunda ilerleyeceklerini kaydetti.
MEDAM Başkanı Prof.Dr. Bekir Karlıağa ise sergi hakkında şöyle konuştu:
"Katip Çelebi Türk tarihinin 17.yy.da yetiştirdiği en büyük düşünür, bilim adamı, coğrafyacı ve tarihçisidir. Dolayısıyla bu insanın bilinmesi ve tanıtılması önemliydi. Biz Çelebi'nin 400.doğum yıl dönümünün dünyanın çeşitli yerlerinde kutlanması için UNESCO'ya başvurduk ve talebimiz kabul edildi. Bu karardan sonra MEDAM olarak bu konuda uzun çalışmalar yaptık ve bir kitap hazırladık. Haritaların bulunduğu kitabı hazırladık ve onu çeşitli dillere tercüme ettik. Kültür Bakanlığı'mız da bize destek oldu. Bu çalışma önce Türkiye'nin çeşitli illerinde sergilendi ve 80 küsur ilde dolaşacak. Geçen ay ilk yurt dışı sergisini ABD'de yaptık ve burası da dördüncü yurtdışı sergisi oldu. UNESCO'da bu sergi bir hafta devam edecek ve daha sonra bütün Fransa'yı gezecek. Bu sergi Çin ve Japonya'da bile sergilenecek. Çünkü Çelebi eserlerinde haritasına koyduğu yerlerin kültürü ve tarihi lie ilgili bilgi veriyor. Hangi ülke ve coğrafyalar bu haritalarda ise bu sergi oraya gidecek."
UNESCO Türkiye Daimi Temsilcisi Gürcan Türkoğlu ise serginin önemine değinerek şöyle konuştu:
"Bu serginin bugün UNESCO'da açılıyor olmasının ayrı bir anlamı var çünkü UNESCO 34.Genel konferansında Kâtip Çelebi'yi bütün dünyada anılması gereken şahsiyetlerden birisi olarak tespit etti. Önümüzdeki sene de İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusu Osman Hamdi Bey ve daha sonra da Evliya Çelebi'nin aynı şekilde yıl dönümleri UNESCO kararı ile tüm dünyada kutlanacak. Özellikle Kâtip Çelebi'nin istisnai bir yeri var Osmanlı tarihinde. Açık fikirli, bilimsel merakı olan bir kişiydi Çelebi ve Batı'daki bilgileri Doğu'ya aktarmak gibi yaptığı işin haritacılık dışında da anlamları var."
Sergi açılışı sonrası Champs Elysées'de bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığı Paris Tanıtım Ofisinde "400. Doğum Yılında Kâtip Çelebi" başlıklı bir panel düzenlendi. Türkiye Vatikan Büyük Elçisi Prof. Kenan Gürsoy'un moderatörlüğünde yapılan panelde, Medeniyetler İttifakı Projesi Türkiye Koordinatörü Prof. Dr. Bekir Karlığa, Ünlü tarihçi ve Türkolog Prof. Dr. Jean-Louis Bacqué-Grammont, Muslim Haritage Foundatiton 1001 İslam Inventions Projesi Başkanı Prof. Saleem el-Hassani ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaçar konuşmalar yaptılar. Panelde, Kâtip Çelebi, dönemi, kişiliği, dünya görüşü ve felsefesi konuları üzerinde duruldu. Sergi 7 – 11 Aralık tarihleri arasında UNESCO salonlarında ziyaretçilere açık olmaya devam edecek.